top of page
Ara

Dikkat Eksikliği / Hiperaktivite (Aşırı Hareketlilik) Danışmanlığı

  • Yazarın fotoğrafı: Gün Psikoloji
    Gün Psikoloji
  • 26 Kas 2022
  • 2 dakikada okunur

DSM-5’ te de tanımı yapılan sıklıkla çocuklarda görülen ama son yıllarda (20-25 yıldır) yetişkinlerde de rastlanılan dikkat eksiliği/ hiperaktivite bozukluğu dürtüsellik, aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği kavramları ile tanımlanan bir davranış bozukluğudur. Son yıllarda dünya genelinde yapılan çalışmalar gösteriyor ki DEHB’ nun görülme sıklığı 18 yaş altı bireylerde %5,29 ve %7,2 , yetişkinlerde ise %0,6 ve %7,3 arasındadır.

DEHB çocukluk ve ergenlik dönemlerinde en sık görülen bir bozukluktur (Lauth ve Naumann, 2009; Nathrath ve Wölfl, 2006). DEHB tanısı almış bireylerin yaşamlarındaki birçok alan etkilendiğinden tedavsinin doğru ve kapsamlı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Özellikle probleme sıklıkla rastlanan çocuklarda DEHB ailesel, sosyal, davranışsal, bilişsel ve eğitim alanlarında olumsuz etkilere sebep olmaktadır.

DEHB’ nun anlaşılması genellikle okul çağındaki çocuklarda daha kolay anlaşılmaktadır. Genel de bu bozukluğa sahip çocuklar öğretmenlerinin gözlemiyle sürekli hareket halinde olma, huzursuzluk, dersi sürekli bölme, başkalarının sözünü keserek sürekli konuşma, sırada bekleyememe, sessizce bireysel vakit geçirememe gibi durumlar ile fark edilir ve değerlendirme için aile ya da uzmana yönlendirilir. DEHB olan çocukların sosyal ve özellikle okul yaşamlarındaki aksaklıklar gözle görülür olduğu için bu tanı sonrası işlevsel bir tedavi yöntemi gerekmektedir.

DEHB tanısı almış çocuk ve bireyler gerekliyse ilaç ve terapi ile beraber bir tedavi sürecine girebilir. Ayrıca özellikle çocuklarda bu tanının tedavisinde beslenme de önemli bir rol oynamaktadır. Çocuklarda DEHB’ nun okul çağındaki çocuklarda sorunların daha fazla görülmesi sebebiyle çocuğun akademik ve sosyal ilişkisinin üzerine çalışılması, ayrıca bu süreçte ailenin katkısı çok büyüktür. Ailenin de uzmanın verdiği tedaviyi itina ile çocuk ile ilerletmesi gerekmektedir. Kullanılan terapiler psikoterapi ve psikososyal terapilerdir. Bozukluğun görüldüğü bireyin yaşı, bozukluk semptomlarının düzeyi, süresi, sosyal ve okul ilişkilerine olan etkisinin oranı gibi birçok değişken tedavinin şeklini belirlemede rol oynar. Ergenlik döneminde bu bozukluğun görülmesi suça ve madde kullanımına yönelme veya yönelmiş olma, okul derslerinde düşüş ve sorunlar gibi nedenlere de sebep olabileceğinden bu dönemdeki çocuklara bu problemlerine de çözüm bulma ve özellikle okul başarısının arttırılmaya çalışılması gereklidir. Yetişkinlerde dağınıklık, dürtüsellik, öfke sorunu, duygudurum değişkenliği, alkol madde kullanımı gibi şikayetler ile fark edilmektedir. Her rahatsızlıkta olduğu gibi erken tanı müdahale çok önemlidir, DEHB’ unda da aynı şekilde tanı ve tedavi iyi yapılmalı, özellikle çocuklarda bu süreç uzman ve aile ile beraber sürmeli, sabırlı olunmalı, uzmanın yönlendirmelerinden çıkılmayıp süreç ilerlenmelidir.

 
 
 

Comentarios


bottom of page